''toprak ve lif 2004''
 
[15.01.2004 - 20.02.2004]
 
Anadolu’da köklü ve yaygın bir biçimde üretilen pişmiş toprak, dokuma ve cam bugün de el sanatlarımız deyince ilk akla gelenlerden. M.Ö. 6000-7000 yıllarına dek uzanan örneklerini günümüzde bile müzelerde kolayca görebiliyoruz. Çivi yazılı Hitit tabletleri fırınlanmış kilden başka birşey değil. Yazı zamanla toprak tabletlerden bitki “lif”lerinden yapılma kağıda geçiyor. Lif’in kullanıldığı dokuma, keçe ve örme gibi tekstil tekniklerinin tam gelişmiş olarak ilk örnekleri, insanlığın hayvan evcilleştirme ve tarımla uğraşıp yerleşik yaşama başladığı Neolitik devirde ortaya çıkıyor. Geleneksel kap-kacak ve tuğla yapımı ile yaşama geçen seramik sanatı daha sonraları dekoratif çini ve porselen olarak da gelişiyor.
19. yüzyılda endüstrinin gelişmesiyle bu malzemelerin seri üretime dönük örnekleri yaygınlaşıyor. El sanatlarına ilgi azalıyor. Bir süre sonra estetik kaygıların doğması sonucu tasarım giderek önem kazanıyor. Peşpeşe sanat okulları açılıyor. Eski ve yeni malzemeler inceleniyor, deneysel arayışlara geçiliyor.
20. yüzyılda plastik sanatlarda özgür ifade aracı olarak sınırsız malzeme kullanılmaya başlanırken toprak, cam ve lif gibi geleneksel malzeme de plastik sanatlar çerçevesinde yeniden yorumlanıyor.
15 Ocak – 20 Şubat 2004 tarihleri arasında yer alan “Toprak ve Lif 2004” sergisi, on sanatçımızın geçmişi binli yıllarla ölçülen malzemelere yeni arayışlarla yaklaşarak ürettikleri seçkin yapıtlardan oluşuyor.
“Toprak ve Lif” başlıklı sergi dizisinin ilkini Sanart 92 Sempozyumu kapsamında Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nde düzenlemiştim. İkincisi farklı sanatçıların yorumlarıyla 2000 yılında, üçüncüsü ise 2002 yılına girerken Galeri Apel’de gerçekleşti. Tuğla duvarlarla çevrili galeri mekanımızda yepyeni bir “Toprak ve Lif” sergisinde buluşmak dileği ile …
Nuran Terzioğlu